26 Temmuz 2011 Salı

Ev İşçileri Dayanışma Sendikasına dayanışma mesaj


 
Ev İşçileri Araştırma Ağı
Kassel Universitesi
Kalkınma ve İnsanca Çalışma Uluslararası Merkezi

Ev İşçileri Dayanışma Sendikasına dayanışma mesajı


Cenevre, 12 Haziran, 2011 – Araştırma ağımızın resmi kuruluş açıklaması sırasında, 15 Haziran 2011’de Ev İşçileri Dayanışma Sendikasının kurulduğu dikkatimize sunuldu. Toplantı katılımcıları Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında ev işiçlerinin haklarını savunmaya yönelik faaliyetlerden haberdar olmaktan dolayı son derece mutlu oldular.

Araştırma ağımızın amacı örgütlü ev işçileriyle yakından işbirliği kurmaktır. Eğer araştırmacılarla birlikte çalışıyorsanız ve bu işbirliğinin her iki taraf için de faydalı olacağını düşünüyorsanız lütfen ilgili araştırmacıların iletişim bilgilerini bize gönderin ki biz de onlarla bağlantıya geçebilelim. Ev İşçileri Dayanışma Sendikasın Sendikasının uluslararası bir ağın parçası olmasını istiyorsanız, Uluslararası Ev İşçileri Ağı (..........org) adresiyle ve bu ağın başkanı Myrtle Witbooi ile (..... iletişime geçmek isteyebilirsiniz.

Kuruluşunuz ve etkinliklerinizle ilgili en iyi dileklerimizi sunuyoruz. Kuruluşunuzu ev işçilerinin örgütlenmesi ve haklarının tanınması yolunda önemli bir adım olarak selamlıyoruz. Ev işçilerinin haklarının sizin örgütlenme çabalarınızla iyileşeceğini umudediyoruz. Kuruluş tarihinizde sadece işçi haklarını savunan yeni örgütünüzün kuruluşunu değil, ILO’nun Ev İşçileri için İnsanca Çalışma Sözleşmesinin kabul edilişini de gururla kutlayabilirsiniz




Ev İşçileri Araştırma Ağı Kassel Universitesi Kalkınma ve İnsanca Çalışma Uluslararası Merkezi Ev İşçileri Dayanışma Sendikasına dayanışma mesajı Cenevre Ev İşçileri Araştırma Ağı Kassel Universitesi Kalkınma ve İnsanca Çalışma Uluslararası Merkezi

Ev İşçileri Araştırma Ağı Kassel Universitesi Kalkınma ve İnsanca Çalışma Uluslararası Merkezi Ev İşçileri Dayanışma Sendikasına dayanışma mesajı Cenevre Ev İşçileri Araştırma Ağı Kassel Universitesi Kalkınma ve İnsanca Çalışma Uluslararası Merkezi

Ev İşçileri Sendikasını tebrik ediyoruz

Ida Le Blanc
Uluslararası Ev İşiçleri Ağı Yöneticis
Ev İŞçileri Sendikası Genel Sekreteri, Trinidad ve Tobago



Türkiyedeki Ev İşçiler Dayanışma Sendikasına sıcak bir hoşgeldin diyoruz

Fairuz Mullagee
Sosyal Yasa Projesi, Cape Town, Güney Afrika


Nepal Sendikaları Konfederasyonu
Sevgili yoldaslar
Tebrik ederiz. Bütün ev işçileri ve sendikalar için harika bir haber.

Selamlar,

Pemba Lema

24 Temmuz 2011 Pazar

“Kadın Cinayetlerinden Sorumlusunuz”


“Kadın Cinayetlerinden Sorumlusunuz”
Kadın cinayetlerini durdurmak için uzun süredir mücadele veren kadınlar düzenledikleri büyük yürüyüşte toplumun her kesiminden kadını bir araya getirdi
24 Temmuz 2011, Pazar
Kadın örgütlerinin oluşturduğu “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” platformu tarafından düzenlenen kadın cinayetlerine karşı büyük kadın yürüyüşü bugün (24 Temmuz) saat 14:00’da Tünel Meydanı’nda başladı.
Kadın kortejinin en önünde, aile meclisi tarafından infazına karar verilen Ceylan Soysal’ın fotoğrafı yer aldı. Fotoğrafın arkasında, kadın cinayetlerini sembol eden siyah renkli kumaşa sarınan bir tabut kadınlar tarafından taşındı. İkinci tabut ise, Şefkat-Der tarafından hazırlanan tabuttu. Bu tabutu, Şefkat-Der sığınma evinde yaşayan, fiili olarak ölüm tehdidi altındaki kadınlar taşıdı; kadınlar kanlı beyaz kefene sarılmıştı ve yüzlerinde öldürülen Ayşe Paşalı’nın maskesi vardı.
Tabutların arkasında, öldürülen evli kadınların “kefeni haline gelmiş gelinlik” taşındı. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun pankartının arkasında yürüyen kadınlar, üzerinde öldürülen kadınların resimleri ve isimleri olan dövizler taşıdılar. Tatil olmasına ve aşırı sıcağa rağmen yürüyüşe katılım yüksekti.
“Sorumlusunuz”
Emekçi Hareket Partili Kadınlar Merkezi sorumlusu Berna Görgülü tarafından okunan basın açıklamasında kadın cinayetlerinden sorumlu olarak kadınları korumayan yetkililer gösterildi. Açıklamada şöyle dendi: “Koruma talebiyle başvuran kadınlara koruma vermeyen savcılık ve mahkemeler kadın cinayetlerinin sorumlusudur. Koruma kararı alınan kadınları korumayan, şikayet için gelen kadınları katillerinin kucağı olan evlerine geri yollayan polis ve jandarma kadın cinayetlerinden sorumludur.”
Açıklamada, ayrıca kadınların öldürülmeden önce ve gerçek koruma istedikleri ve kadın cinayetlerini durdurmak için her kesimden kadının bir araya geldiği söylendi.
“Yaşam Yürüyüşü”
Kadın cinayetlerine karşı kadınların yaşam yürüyüşü olarak değerlendirilen “Büyük Kadın Yürüyüşü”nde dikkat çeken birçok pankart vardı. Bu pankartlardan birinde “Ey Devlet, öldürülecek kadınların isimleri savcı ve poliste, katil adayları da. Daha neyi bekliyorsun, vicdansız!” yazıyordu.
Yürüyüş boyunca kadınlar çeşitli sloganlar attılar. “Meclis/Polis / Savcılar Sorumlusunuz”, “kadın katillerine indirim değil ağır ceza”, “erkek vuruyor, devlet koruyor”, “asla yalnız yürümeyeceksin”, “yaşasın kadın dayanışması”, “kadın cinayetleri politiktir/ sistematiktir” sloganları yürüyüş boyunca atıldı. Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan, üzerinde “Hepimiz Kadınız” pankartını taşıyarak yürüyüş boyunca kadınlara eşlik etti.
"Mücadeleyi Sürdüreceğiz"
Taksim tramvay durağında sona eren yürüyüşün ardından kadın örgütleri temsilcileri ve öldürülen kadınların yakınları konuşma yaptı.
Bayrampaşa’da eski kocası tarafından oğluyla birlikte yakılan Tuğba Özbek’in arkadaşı Demet, “sevdiğim erkek tarafından öldürülmek istemiyorum, sevmek istiyorum. Bedenimde kimsenin hakkı yoktur” dedi.
Sosyalist Kadın Meclisleri Sözcüsü Birsen Kaya, “devlet-yargı-erkek üçlüsüne teslim olmayacağız, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun, mevcut hükümetin muhafazakar ve kapitalist olduğuna dikkat çekerek, “kadınları karlı olmadığı için korumuyorlar, kadınlar toplumsallaşmasın aile içinde kalsın diye korumuyorlar” dedi. Ev İşçileri Dayanışma Sendikası adına konuşan Hatice Çiftçi ise, ekmeğini kazanmaya çalışan ev işçilerinin de tacize, tecavüze ve şiddete maruz kaldığına dikkat çekti.
Sanatçı Nur Sürer yaptığı açıklamada, aile meclisi tarafından infazına karar verilen Ceyla’ın haberini duyduktan sonra uyuyamadığını ve Ceylan’ın annesinin kızının ardından konuşmasının çok can yakıcı olduğunu söyledi. Annelerin de bu cinayetlere ortak olduğunu söyleyen Sürer, “kadınların öldürülmesi yetkililerin vicdanlarını nasıl sızlatmıyor” diye sordu.
 Emekçi Hareket Partili Kadınlar Merkezi Sorumlusu Berna Görgülü, “bugün kadınlar burada cevaplarını vermişlerdir. Devlet konuyu parçalı ele alıyor ama buradaki kadınlar konunun bütünlüklü olarak ele alınmasını istedi. Kadın Bakanlığı’nın geriş getirilmesini ve kadına karşı şiddete karşı özel birim kurulmasını istiyoruz. Kadın cinayetleri sorunu asla kısmi olarak ele alınamaz” dedi.
Platformdaki kurumlar:
Emekçi hareket Partili Kadınlar, Ev İşçileri Dayanışma Sendikası ESP/ Sosyalist Kadın Meclisleri, İstanbul LGBTT, Kadın Kapısı, Sosyalist Demokrasi Partisi Kadınlar, Sosyalist Gençlik Derneği’nden Kadınlar, Tüm İGD’li kadınlar
Destekleyen kurumlar:
BDP Kadın Meclisi, DİSK Kadın Komisyonu, Emek Partili Kadınlar, İHD Kadın Komisyonu, İstanbul Kadın Hakları Koruma Derneği, İşçi Cephesi’nden Kadınlar, Özgürlük ve Dayanışma Partili Kadınlar, Şefkat-Der, Türkiye Komünist Partili kadınlar, Yeni Demokrat Kadın. (GY)

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Derinleşen Sınıf farkı:

DERİNLEŞEN SINIF FARKI ;
Vatan PLASTİĞİN SAHİPLERİNİN ŞATAFATLI YAŞAMI ; EV İŞÇİSİNİN KOLTUK TEPELERİNDEKİ CEFASI
Aslında hikaye iki ev işçisi kadının yaşadığı trajik öykülerin ve beraberinde gelişen yaşamsal sorunların ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor.
Hayat koşullarının giderek zorlaştığı günümüz Türkiye’sinde toplumsal birlikteliğin önemli kimliklerinden olan aile faktörü, gerek toplumsal sorunlardan gerekse ekonomik sıkıntılardan dolayı aileler yurtlarında olunmuş bulunmaktadır.Erkek egemen toplumların olmazsa olmaz sendromlarından biride kadına yönelik cinsel istismarın giderek büyümesi ve içinden çıkılmaz bir hal almasıdır.Batı her ne kadar bu konularda kendisini aşan toplumları yaratsa da esasında sorun medeniyetin keşiştiği nokta olarak bilinen toplumlarda da hakim.
EİDDERİ(GişimcileriiEv İşçileri Dayanışma Derneği)Girişimcileri  olarak yaptığımız araştırmalarda gerek yurtlarından çıkartılıp metropol şehirlerin mezesi olan aileler, gerekse ekonomik ve diğer şartlardan dolayı bu şehirlere itilmiş aileler var, olmaya da devam ediyor. EİDDERİ Girişimcileri ev işçileri kadınlar yani evlere giden temizlik yapan, çocuk bakan, yemek ve benzeri işleri yapan kadınların hak ve özgürlüklerini savunan toplumsal bir sivil toplum hareketidir. Sonuç olarak ev işçisi çalışan kadının sesi olan EİDDERİ,Girişimcileri dramlarla yüklü olan fakat hiçbir zaman devletçe sektör olarak kabul edilmeyen, bu alanın insanlarımıza ayrıntılı bir şekilde her mecrada anlatılmasına devam edilecektir.
Şimdi gelelim hikayemize iki ev işçisi kadının yaşadığı buhurdanlık durumu derinleşen sınıf farkının en açık göstergesi Arkadaşlarmızın uzun uğraşları sunucunda iki kardeşe ulaşıldı ve söyleşimize evet dedi.
Gülbeyaz ve Gülseren. İki kardeş, geçen hafta sonu çalıştıkları Vatan Plastik’in patronunun evinden gerekçe gösterilmeden kovuldular. Ve her zamanki gibi devlet tarafından işçi statüsünde görülmeyen ev işçilerinin kaderini yaşamak zorunda kalıp hiçbir hak talebinde bulunamadılar. Şimdi işsizler ve iş arıyorlar, büyük ihtimalle aynı koşullar altında çalışmaya mecbur kalacaklar. Biz de örgütlü ev işçileri olarak iki arkadaşımızla sesimizi duyurmak için küçük bir söyleşide bulunduk. Gülseren 49 yaşında, evli, 1 çocuk sahibi ve 24 yıldır çocuk bakıcılığı yapıyor. Gülbeyaz 43 yaşında, evli ve liseye giden bir oğlu var.

Adınız, soyadınız?
G.B: Gülseren Bektaş.
Çocuğunuz okula gidiyor mu?
G.B: Evet, 21 yaşında üniversiteye giden bir oğlum var.
Çocuğunuzun masraflarını siz mi karşılıyorsunuz?
G.B: Evet, ben karşılıyorum; çünkü eşim çalışmıyor, sorumluluklarından kaçıyor. Bu nedenle, eşimle ayrı yaşıyoruz.
Nerelisiniz?
G.B: Kastamonuluyum. Ben küçükken, babam iş için İstanbul’a i geldi. Cide’nin Velioğlu köyünde geçim kaynağı olmadığı için ailece İstanbul’a geldik.
Baktığınız çocuklar kaç yaşında?
G.B : Genelde 0-1 yaş arası çocuklara bakıyorum. Son işimde ise, yeni doğmuş bir bebeğe 5 aya kadar baktım.
İşvereniniz kimdi?
G.B: Vatan Plastik’in sahibi.
Sizi neden işten çıkarttı?
G.B: Bilmiyorum. Bizi küçümsedikleri için. Bunun nedenini bile söylemeye ihtiyaç duymadılar. Gece-gündüz uyumadan, insanüstü bir çaba harcayarak bebeğine bakıyordum. Kendime ayıracak zamanım yoktu. Kendime ait bir odam bile yoktu. İşverenin soyunma odasında yatak olmadığı için, koltuk tepelerinde dinlenmeye çalışıyordum. Ütü yapan arkadaşım soyunma odasında ütü yapıyordu. Takdir sizin, bu durumda nasıl dinlenebilirdim? Bizi insan yerine koymuyorlar. Haklarımızı alamıyoruz.
Neden bu işi tercih ettiniz?
G.B: Eğitim durumum yeterli değil, elimden sadece bu iş geliyor. Ayrıca çocukları da seviyorum.
Sizce, sorunlarınızı aşmak için neler yapılabilir?
G.B: En büyük gücümüz, bütün ev işçilerini birleştirmek ve bir sendikada büyük güç oluşturmaktadır.
Kendi haklarımızı aramalıyız.
Sizin gibi çalışan ev işçisi kadın arkadaşlara çağrıda bulunsanız, neler söylemek isterdiniz?
G.B: Gelin, birlik olalım ve artık bunlara dur deyip haklarımızı alalım. Çünkü birlikten güç doğar.


Adınız, soyadınız?
G.G: Gülbeyaz Gıyağan.
Çocuğun bakımından siz mi sorumlusunuz?
G.G: Evet.
Eşiniz size katkıda bulunuyor mu?
G.G: Nafaka alıyoruz. Onun dışında herhangi bir yardımı yok. Çocukla da ilgilenmiyor.
Ne iş yapıyorsunuz?
G.G : Komple temizlik,ütü, yemek..
İşvereniniz kimdir?
G.G : Vatan Plastik’in sahibi
İşvereniniz size nasıl davranıyordu?
G.G: Kötü davranırdı. İçtiğim çaya kahveye bile laf ederdi.
Sigortan var mıydı?
G.G: Hayır. İlk görüşmeye gittiğimde, ‘Biz sigortasız eleman çalıştırmayız’ diye atıp tutuyordu. Ama sonra sigortamı yapmadılar.
Ne gibi sorunlarla karşılaştınız?
G.G: Çalışma saatlerine ek olarak her gün 2 saat fazla çalışırdım. Bunun ücretini ödemiyorlardı. Bunun dışında, gece orda kaldığım zamanlar olurdu. Bu da ödenmiyordu. Kahve içmeye bile surat yapıyorlardı.
Kaç senedir çalışıyorsunuz?
G.G : Yedi yıldır.
Nerelisiniz?
G.G: Kastamonu ili Cide ilçesinden İstanbul’a gelmişiz
Neden İstanbul’a geldiniz?
G.G: Çalışmak hayatımızı kazanmak için.
Neden bu işi tercih ettiniz?
G.G: Başka bir vasfım olmadığı için.
Sizce, sorunları aşmak için neler yapılmalı?
G.G: Birlik ve beraberlik çerçevesinde çalışıp haklarımızı sendikalaşarak almalıyız.
Derinleşen sınıf farkı: Vefa pilastiğin sahiplerinin satavatlı yaşamı ev işçisi dadının koltuk tepelerideki cefası ve temizlikçi olarak çalışan işçisi arkadaşımızın bıkın insanca koşullarda çalışmayı işverenin çok gördüğü bir kahve molası hep bilikte okulalım ve sahip çıkalım.

ARTIK ÇILDIRMAK ÜZEREYİZ

Fatıma Aldal, 05.05.2011 tarihinde saat 10.00’da her zaman temizliğe gittiği evden camdan düşerek yaşamını yitirdi. Kader değil, iş cinayetiydi elbet arkadaşımızı aramızdan alan. Fatıma’yı ailesi, biz dostları ve komşularıyla beraber bugün saat 17.30’da Ferhatpaşa mezarlığında torağa verdik.
Can güvenliğimizi sağlamayıp, bizleri yok sayan Çalışma Bakanlığı ve İŞ-KUR yüzünden bir canımızı daha kaybettik. Sendikalı olmak anayasal hak olmasına rağmen, biz bu haktan yararlanamıyoruz. Bizleri “işçi” olarak görmüyorlar. Güvencesizliği bize güvence olarak sunuyorlar.

BAKANLIĞI GÖREVİNİ YAPMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Taciz, aşağılanma, kaba-kör şiddet ve ölüm artık her an, her gün gündemimizde. Artık çıldırmak üzereyiz. Evde, işte, sokakta kısacası yaşamın her alanında her türden saldırıya açık bir konumdayız. Bunu ortak ruhumuz, yani geleceğimiz çocuklarımız bile biliyor.
Yeni Gültekiye’ler ve Fatıma’lar ölmesin. İnsanca yaşam ve çalışma hakkı bizler için bir hayal olmamalı. Artık emeğin de emekçinin de değersiz olmasını istemiyoruz. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nı, Çalışma Bakanlığı’nı ve İŞ-KUR’u görevini yapmaya çağırıyoruz.

CAN GÜVENLİĞİ VE SOSYAL GÜVENCE İSTİYORUZ
GÜLLÜ’LER, HAÇÇE’LER ARTIK SUSMAYACAK

GÜVENCESİZLİK ÖLDÜRÜYOR



GÜVENCESİZLİK ÖLDÜRÜYOR

07 Temmuz 2011 Perşembe, 00:07 tarihinde Ev Işçileri tarafından eklendi

Yeter artık! 
verdiğimiz kurbanlar
Yaşanan ölümler,  kör şiddet, taciz  ve tecavüzlerin, yaşanan sakatlanmaların, iş kazalarının, iş cinayetlerinin  yeter artık bitsin   bu vurdum duymazlık, bu aymazlık ve yüzsüzlük yeter artık.
Bir kurban daha, ve adı Yeter!
Güvencesizlik öldürüyor
Antalya’da 8’inci kattan düşen ev işçisi Yeter Akyüz  hayatını kaybetti.Antalya’nın Murat Paşa ilçesine bağlı Çağlayan Mahallesi 2060 Sokak'ta bulunan Anket Sitesi A Blok'ta temizliğe giden arkadaşımız  52 yaşındaki Yeter Akyüz, balkondaki fayansın kırılması sonucunda iş cinayetine kurban verdik.Bunun  önlemini almak çok kolay  evlerinde düşmesini önleyecek bir palet bulundurmaları veya döner pencere kullanmaları bu tür iş cinayetlerini önleyebilirdi .
    Yaşanan bu iş cinayetleri nereye kadar! Neden daha hissedilmiyor devletçe bu durum…
Ve en önemlisi böyle giderse ne Yeter’lerin sonu gelecek nede iş cinayetlerinin.
           Eşinin ölümünden sonra ailesininin  ve kendisinin geçimini sağlamak için  Neşe Baygüneş  isimli bir kadının evinde yaklaşık 3-4 aydır ev işçisi olarak çalışan Yeter Akyüz, öğle saatlerinde camları silerken fayansın kırılması sonrası dengesini kaybederek 8’inci kattan aşağı düşerek  iş cinayetne kurban gitti  Yeter geride gözü yaşlı
 çocukını  bıraktı.
  Yeter dedik artık sistemin ve gözü  kara kapitalist dengenin mağdur  kimliği olan ev işçileri  daha nereye kadar Yeter artık.Bu iş cinayeti daha bu sene  içinde  elli ev işçisi arkadaşımızı iş cinayetlerine kurban verdik  ayrıca Uluslararası Çalışma Örgütü'nün ev işçilerini  örgütlenme-toplu pazarlık dahil temel haklardan yararlanma yolunu açan sözleşmesini Türkiye'nin de tanıması gerektiğini belirterek, ev işçilerinin haklarını koruyacak olan Ev İşçileri Dayanışma Sendikası'nın çalışmasına engel olacak çalışmalardan Türkiye bürokrasisinin vazgeçmesi gerekiyor "Cam silerken düştükleri söyleniyor, ama birçok kadın da evde uğradığı tacizden, tecavüz girişiminden kurtulmak için kendisini camdan atmak zorunda kalıyor, ya da evine gidip intihar ediyor Bunun nedenle çalışan ev işçilerinin   beyanını esas alan bir düzenlemeye gidilmesi gerekiyor ı..

   dünyadaki sayılarının en az 52.6 milyon olduğu çok büyük bir çoğunluğunun kadın olduğunu tahmin edilen ev işçilerine ilişkin ilk uluslar arası hukuki oluşumları  olduğunu kaydetti.
Ayrıca Ev işçileri Dayanışma Sendikası olarak  Hükümete ve Çalışma Bakanlığı’na  çağrıda bulunarak görevlerinin sorumluluklarını yerine getirmelerini bir kez daha hatırlatıyoruz . En kısa zamanda İLO sözleşmesini kabul ederek kamu oyuna açıklama yapmalarını bekliyoruz.
              Ölümlerin sakatlanmaların aile ve bireyler üzerindeki sosyolojik ve psikolojik etkilerini unutmamak gerek.
        Biz Ev İşçileri Dayanışma Sendikası olarak arkadaşımızın çocuklarına ve yakınlarına  başsağlığı diliyoruz.
         EV İŞÇİLERİ DAYANIŞMA SENDİKASI